
Böbrek Kanseri
Böbrek kanserleri tüm kanser türlerinin %3'ünü oluşturur. Erkeklerde kadınlara oranla 2 kata daha fazla gözlenir. En sık gözlenen yaş grubu ise 40-70 yaş aralığıdır. Dünya çapında olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda böbrek tümörü insidansı artmaya başlamıştır. Türkiye de yıllık 5000'e yakın yeni tanı bildirilmektedir. Böbrek tümörü için risk faktörleri arasında şunlar sayılabilir:
- Obezite: Karın çevresinin artışı ile tümör insidansı artmaktadır
- Sigara: Yaklaşık 2 kat böbrek tümörü riskini arttırır
- Ağrı kesiciler: Uzun süre ağrı kesici kullanımı ile böbrek tümörü ve böbrek yetmezliği riskleri artar
- Diyaliz tedavisi: uzun süre dialize giren hastalarda da artmış risk bildirilmiştir
- Aile Öyküsü: Bu özellikle bazı böbrek kanseri tipleri için geçerlidir (VHL geni)
- Kimyasallara Maruziyet: Asbest, benzen ve bazı tarım ilaçlarına maruz kalmak kanser riskini arttırır.
Yüksek Tansiyon
Son zamanlarda Ultrasonografinin yaygın kullanılması ile erken safhada henüz belirti vermeden böbrek tümörleri yakalanmaya başlanmıştır. Hastalarda idrarda kanama yan ağrısı ele gelen kitle gibi belirtiler olabileceği gibi tümörün uzun yıllar belirti vermemesiyle birlikte diğer organlara metastaz yaptığında da belirti verebilir. Bu hastalarda kilo kaybı, öksürük, kemik ağrısı, sarılık gibi belirtiler olabilir. Yukarıda da söylediğimiz gibi yaygın Ultarosonografi yapılması erken tanının artmasında çok etkili olmuştur. Erken tanıda %90’ lara varan tam kür şansı vardır. Ailesinde böbrek kanseri bulunanlar ve risk faktörleri olan hastalarımızın böbreklerini kontrol ettirmelerini önermekteyiz.
Tanıda tüm hastalıklarda olduğu gibi hastalarımızın yakınmaları ve doktorlarının alacağı anamnez ve muayene bulgusu önemlidir. Muayenede böbreklerin yerleştiği bölgelerde ele gelen kitle sarılık bulgusu, sağ testisde varis olması önemlidir. İdrar tahlili ve kan biokimyasına bakılmalı, görüntülemede ise ilk olarak Ultarsonografi tercih edilmelidir daha sonra mutlaka Tomografi ve ya MR çekilmelidir. Özellikle küçük kistik kitlelerde MR daha iyi sonuç verebilir.
Böbrek tümörlerinin tedavisi cerrahidir. Tümörün boyutu ve yeri cerrahiyi şekillendirir böbreğe yerleşim yeri olarak uygun ve çok büyük olmayan tümörlerde mutlaka Parsiel Nefrektomi (Sadece tümöral dokunun alınması) tercih edilmelidir. Diğer türlü Radikal Nefrektomi (Böbreğin tamamen alınması) yapılmalıdır. Bu ameliyatlarında laparoskopik (kapalı cerrrahi) olarak yapılmasını tavsiye etmekteyiz böylece hastalarımızda daha az ağrı ve hastanede yatış kozmetik acıdan daha memnun edici sonuçlar alınmaktayız. Küçük tümörü olan ve ileri yaşlardaki ya da çok sayıda ek hastalığı olup cerrahi için riskli hastalarda aktif izlem, kriyoterapi, mikrodalga termal ablasyon, radyofrekans ablasyon gibi tedavi alternatifleri düşünülmelidir.
Eğer kanser böbrekten başka organlara sıçramışsa cerrahinin yanı sıra hedefe yönelik tedaviler, immunoterapi(bağışıklık sistemini uyaran ilaçlar) kullanılabilir.
Böbrekte iyi huylu kitlelerde sık gözlenmektedir, bunların başında böbrek kistleri gelir böbrek kistleri yaşla beraber sıkılığı çok artan içi sıvı dolu zarlardır basit böbrek kistleri büyük boyutlara ulaşıp böbreğe bası veya ağrı yaptığı zaman tedavi edilmelidir aksi takdirde takip yeterlidir.
Diğer böbreğin iyi huylu kitleleri anjiomiyolipoma ve onkositoma dır. Bunlar 4-5 cm boyutlarına geldiğinde kanama riski nedeniyle opere edilirler küçük kitleler takip edilmelidir.
Operasyon sonrası yakın takip önemlidir. Görüldüğü gibi böbrek kitleleri oldukça iyi seyirlidirler uygun cerrahi ile %90' lara varan tam tedavi şansına sahip tümörlerdir. İleri evre hastalıklarda bile immunoterapi ve yeni nesil kanser ilaçları ile yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır.